Nuri Levent Ünver
  1. Haberler
  2. Tarım eğitimi: Atatürk’ün mirasının ihmal edildiği bir alan

Tarım eğitimi: Atatürk’ün mirasının ihmal edildiği bir alan

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tarım eğitimi: Atatürk’ün mirasının ihmal edildiği bir alan

Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında, ülkemizin kalkınmasında lokomotif görevi üstlenecek olan tarım sektörünün önemi büyük bir bilinçle kavranmıştı. Bu doğrultuda, tarım eğitimine yapılan yatırımlar ve oluşturulan sistem, dünyaya  örnek gösterilecek nitelikteydi. Ortaokullardan başlayan tarım dersleri, tarım liseleriyle uygulamaya dönük hale getirilmiş, köy enstitüleri ile de zirveye ulaşmıştı. Ancak bugün, tarım eğitimi adeta bir çıkmaz sokakta debelenmektedir.

Nicelik mi, nitelik mi?

Ziraat fakültelerinin sayısındaki artış, tarım eğitimine verilen önemin bir göstergesi olarak sunulsa da, asıl sorun bu mezunların tarım sektörüne ne kadar katkı sağladığıdır. Ne yazık ki, ziraat mühendislerinin büyük bir kısmı, eğitim aldıkları mesleği icra edememekte, farklı alanlarda iş bulmak zorunda kalmaktadır. Bu durum, tarım eğitimi sistemindeki ciddi sorunlara işaret etmektedir.

Neden bu durumdayız?

Bu sorunun cevabı, tarım politikalarımızın son yıllarda plansız ve programsız yürütülmesinde yatmaktadır. Tarım eğitimi de bu genel tabloya uygun olarak, kalitesizleşmiş ve dünyadaki gelişmelerden kopuk bir hal almıştır. Sonuç olarak, boşa giden yıllar, harcanan paralar ve sahipsiz kalan üreticilerle karşı karşıyayız. Verimli Anadolu topraklarında, üretim yapamayan bir halkın olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız.

Çözüm ne?

Bu sorunun cevabı, aslında çok açık:

  • Planlı ve sürdürülebilir tarım politikaları: Tarım eğitimi, öncelikle tarım politikalarına uygun olarak şekillendirilmelidir. Ülkemizin tarımsal potansiyeli dikkate alınarak, uzun vadeli ve sürdürülebilir tarım politikaları geliştirilmeli ve bu politikalar doğrultusunda eğitim programları düzenlenmelidir.
  • Nitelikli eğitim: Nicelik yerine niteliğe önem verilmeli, ziraat fakültelerinin sayısı değil, eğitim kalitesi artırılmalıdır. Eğitim kadroları güçlendirilmeli, modern laboratuvarlar kurulmalı ve öğrencilere güncel bilgi ve teknolojiler aktarılmalıdır.
  • Uygulamalı eğitim: Teorik bilginin yanı sıra, öğrencilerin pratik deneyim kazanabileceği uygulamalı eğitime ağırlık verilmelidir. Öğrenciler, çiftliklerde, tarım işletmelerinde ve araştırma merkezlerinde staj yaparak teorik bilgilerini pratiğe dökebilmelidir.
  • Araştırma ve geliştirme: Tarım sektörünün ihtiyaçlarına yönelik araştırmalar desteklenmeli ve yeni teknolojiler tarım eğitimine entegre edilmelidir. Bu sayede, tarımın verimliliği artırılabilir ve ülkemiz tarım ürünleriyle dünya pazarlarına açılabilir.
  • Kırsal yaşamın iyileştirilmesi: Kırsalın yaş ortalaması çok yüksektir. Gençlerin kırsaldan kaçışının önlenmesi için sosyal hayatın kırsala entegre edilmesi gerekmektedir. Okul, sağlık ocağı gibi yapıların kırsalda oluşturulması, buradaki yaşamı cazip hale getirecektir.

Atatürk’ün büyük bir özenle kurduğu tarım eğitim sistemi, bugün maalesef istenen noktada değil. Bu durumu düzeltmek için acil ve köklü çözümler üretmek zorundayız. Aksi takdirde, tarımımızın gerilemesi ve ülkemizin gıda güvenliği açısından risk altında olması kaçınılmaz olacaktır. Tarım eğitimine yapılan yatırım, ülkemizin geleceği için yapılan en önemli yatırımlardan biridir. Bu konuda duyarlılık göstererek, gelecek nesillere daha iyi bir Türkiye bırakmak hepimizin görevidir.

Saygılarımla

 

 

Tarım eğitimi: Atatürk’ün mirasının ihmal edildiği bir alan
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Haberite.com ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!