Akif Kösem
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Çözüm süreci çıkmazı

Çözüm süreci çıkmazı

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bugünlerde 24 yıllık bir filmi yeniden seyrediyoruz. 1999’da terörist başının yakalanmasıyla neredeyse sıfırlanan terör, bugün yeni oyunlarla karşımıza çıkıyor. Bakın, size çarpıcı bir gerçeği hatırlatayım: 2002’de şehit sayımız sadece 6 iken, “açılım” dediler, “çözüm” dediler, ve kan yeniden akmaya başladı.

Oslo’da gizli pazarlıklar yapıldı. Demokratik açılım maskesi altında devletin temel taşları oynatılmaya çalışıldı. 2013’te Diyarbakır’dan “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazısının kaldırılması, aslında gelecekte yaşanacakların bir provası gibiydi.

Şimdi 2024’te yeni bir oyun sahneleniyor. Yerel seçimlerde CHP’nin 1977’den sonra ilk kez birinci parti olmasının yarattığı sarsıntıyı atlatmak için yeni bir “çözüm süreci” kartı masaya sürülüyor. DEM Partisi ile İmralı görüşmeleri, ABD’nin perde arkasından yönettiği bu tiyatronun son perdesi.

Asıl tehlikeli olan, anayasamızın 42. ve 66. maddelerinin hedef tahtasına konması. Resmi dili esnetmek, Atatürk ilkelerini eğitimden çıkarmak… Bu değişiklikler, cumhuriyetimizin temel taşlarını dinamitleme girişiminden başka bir şey değil. Zaman zaman anayasamızın ilk 4 maddesinin değiştirilmesi konusunu öne sürerek kamuoyu tepkisi ölçtükleri de malum.

Suriye’deki PKK/PYD yapılanmasına meşruiyet kazandırma çabaları, bölgede kurulmak istenen yapının provasıdır. Sınırlarımız içindeki 10 milyona yakın sığınmacı meselesi de bu büyük projenin bir parçası. “Ümmet” söylemi altında demografik yapımız değiştiriliyor.

1999’dan bugüne uzanan süreçte, her “çözüm” girişimi seçim öncesi bir koz olarak kullanıldı. 2014 yerel seçimleri, 2015 genel seçimleri ve şimdi… Her seferinde milli birliğimiz pazarlık masasına yatırıldı.

Atatürk’ün bize emanet ettiği ulus devlet anlayışı ve laiklik ilkesi, bugün her zamankinden daha fazla tehdit altında. Üniter devlet yapımızı hedef alan bu girişimler, küresel güçlerin Türkiye üzerindeki projelerinin bir parçası.

Bu süreçte en acı olan, terörle mücadelede elde edilen kazanımların siyasi hesaplar uğruna heba edilmesi. 1999’da yakalanan terörist başının bugün yeniden siyasi bir aktör olarak sahneye çıkarılmak istenmesi, tarihin acı bir tekrarı gibi.

Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine yönelik saldırılar, 2024’te yeni bir boyut kazandı. Anayasal kimliğimizi hedef alan bu girişimler, sadece bugünümüzü değil, yarınlarımızı da tehdit ediyor.

Tarih bize gösteriyor ki, her “çözüm süreci” yeni sorunların başlangıcı oldu. Devletin üniter yapısını, milli birliğimizi ve Atatürk’ün çizdiği yolu korumak, bugün her zamankinden daha önemli.

Hepimizin tarihi sorumluluğu var.

Saygılarımla

Çözüm süreci çıkmazı
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Haberite.com ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!