Yetki, Sorumluluk ve Planlama Sorunları
Son yıllarda tarımsal üretim, ülkemizde en büyük kamuoyu gündemlerinden biri haline geldi. Herkes bu konuda konuşuyor; dernekler, siyasi partiler ve belediyeler… Ancak bu alanda asıl konuşması gerekenler; ülkenin tarımını planlayıp yürütmesi gereken Tarım Bakanlığı ve üniversiteler sessiz. Üstelik örgütsüz ve dağınık bir durumda olan üreticiler de bu tartışmalarda yer bulamıyor.
Son yıllarda yapılan yasal değişikliklerle, büyükşehir belediyelerine tarım konusunda yetkiler verildi ve tarım daireleri kurma yetkisi tanındı. Ancak doğru dürüst bir planı ve politikası olmayan Tarım Bakanlığı, bu konuda da sorumluluğunu belediyelere devrederek işin içinden sıyrıldı. Altyapısı tam oluşmamış, liyakatlı kadroları bulunmayan belediyelere birden çok sorumluluk yüklendi. Belediye başkanları, iktidara geldiklerinde bir şeyler yapmak istiyor, fakat bu girişimler genellikle sonuçsuz kalıyor. Planlı ve bilimsel bir altyapısı olmayan bu adımlar, kamu kaynaklarını boşa harcamaktan öteye gitmiyor. Çünkü bu tür projeler, belediye başkanlarının görev süreleriyle sınırlı kalıyor.
Peki bu yapılan işler neler? Tarımsal araştırma merkezleri açmak, fide üretmek, tohum dağıtmak, meyve kurutmak veya ürün alıp satmak, hayvan dağıtımı yapma gibi faaliyetler. Bana göre bunların hepsi romantik girişimlerden ibaret. Eğer gerçekten bu alanda bir şeyler yapılmak isteniyorsa, çiftçi örgütleri, üniversiteler ve özellikle Tarım Bakanlığı’nın kadroları birlikte çalışmak zorundadır.
Tarımsal üretim ciddi bir iştir ve tarladan sofraya kadar her aşaması titizlikle planlanmalıdır. Bu süreçte uzman ziraat mühendisleri, gıda mühendisleri, veterinerler ve ekonomistlerden oluşan kadroların, planlamanın başında olması ve özgürce çalışabilmesi gerekmektedir. Tarım, hiçbir belediye başkanının politik çıkarları için kullanabileceği bir oyun alanı değildir. Tarım, halkımızın sağlıklı beslenmesi ve üreticilerimizin rekabet şartlarında üretimlerini sürdürebilmeleri açısından son derece önemli bir alandır. Ülkemiz için tarım, aynı zamanda bir bağımsızlık unsurudur.
Dünya nüfusu katlanarak artarken tarım alanları hızla azalmaktadır. Gelecekte tarımı doğru planlayan ve tarım topraklarını etkin kullanan toplumlar, vatandaşlarını daha iyi bir şekilde yaşatabilecektir. Sağlıklı gıdaya erişim insan hakkıdır.
Nihayetinde yöneticilere hesap sorma hakkımız olduğuna inanıyorum.
Saygılarımla,
Ziraat Mühendisi
Nuri Levent Ünver