Ülkemizin tarımsal ihracatının lokomotifi olan narenciye, zeytinyağı ve salça gibi ürünlerin ihracatının durdurulması, üreticileri büyük bir çıkmaza sürüklüyor. Üretilen bu ürünlerin sadece iç piyasada tüketilmesi mümkün mü? Üretici, yüksek maliyetlerle bu ürünleri yetiştirdikten sonra, yurt dışı pazarlarını kaybederek zaten daralan kâr marjıyla nasıl ayakta kalacak?
Bu süreçte Tarım Bakanlığı’nın üreticilere üretim öncesi uyarıda bulunup, alternatif ürün yetiştirilmesi konusunda teşvik verip vermediği de sorgulanmalı. Eğer böyle bir planlama yapılmadıysa, bu durum üreticilerin iflasına yol açan büyük bir organizasyon hatasıdır. Milyarlarca lira zarara uğrayan üretici, küçük teşviklerle ayağa kalkabilir mi? Bu yasaklar, sadece üreticiyi değil, aynı zamanda zeytinyağı ve salça fabrikalarını da stok sorunlarıyla karşı karşıya bırakıyor. Dış pazarlardaki kaybedilen müşteri ağlarını geri kazanmak ise son derece zor olacak.
Tüketiciye Ucuzlama Yansıdı Mı?
Tüketici fiyatlarında ciddi bir ucuzlama oldu mu? Ne yazık ki hayır. Bu yasaklar sadece üreticiye değil, tüketiciye de zarar veriyor. Fiyatların düşmesini bekleyen tüketiciler, marketlerde fiyatların artmaya devam ettiğini görüyor. Arada kazananlar ise aracılar ve satıcılar oluyor. Tüketici ve üretici zarar ederken, ülke tarımı da bu süreçte zorluklarla karşı karşıya kalıyor.
Seyredenler ve Çözüm Yolları
En acı verici olan ise, bu süreci sadece seyredenler. Tarım Bakanlığı, üniversiteler, ziraat odaları, tohum firmaları, çiftçi birlikleri ve ihracatçılar birliği, bu felaketi uzaktan izlerken, ülkenin tarım sektörü hep birlikte batıyor. İhracat, ülkeye döviz girişini sağlar ve tarım sektörü için hayati öneme sahiptir. İhracat yerine ithalatın kısıtlanması gerekmez mi? Ancak böyle bir stratejiyle tarım sektörü canlanabilir.
Bereketli topraklara sahip ülkemizde, üreticiler yüksek maliyetlerle üretim yapıyor ancak bunun karşılığını alamıyor. Geliri yetmeyen halk ise güvenli ve sağlıklı ürünlere ulaşamıyor. Bu döngü, geleceğimiz için büyük bir tehdit oluşturuyor ve kırılması gerekiyor. Sağlıksız bir toplum, sağlıksız gelecek nesiller demektir. Tarım politikalarında köklü bir reform ihtiyacı ortada. Bu, sadece üreticiyi değil, tüm toplumu etkileyen bir sorun.
Ülkemizin tarımsal gücünü ve potansiyelini yeniden kazanması için üreticiye sahip çıkılmalı, doğru tarım politikaları geliştirilmeli ve ihracat yasakları yerine üretici ve tüketici dengesini gözeten çözümler üretilmelidir.
Saygılarımla
Ziraat Mühendisi
Nuri Levent Ünver