Çerkez peyniri ızgarası
Karayolu ile Karadeniz’e gidiyoruz. Hepimiz heyecan içindeyiz. Aramızda ilk defa Karadeniz’e gidecek arkadaşlarımız da araçta bulunduğu için, bizler Karadeniz’de yaşayan fıkra keşiflerimizi anlattıkça onlarda heyecanlanıyorlardı. “Belki bizde böyle şeylere tanık olabilir miyiz?” diye meraklanıyorlardı. Ama Karadeniz’e daha ulaşmamıştık.
Manisa Soma’dan yola çıktığımız için karnımız açıkmış uygun bir mola yeri arıyorduk. Uygun bir yer olursa yemek molası verme kararındaydık. Adapazarı-Düzce yakınlarına gelmiştik.
Akarsu kenarındaki yolumuz güzergâhında, heybetli ağaçların olduğu bir doğa harikası bir görüntüsünde bir restoranın önünde park ettik. Restorana merdivenle çıkılan birkaç taraçadan oluşuyordu. Gölgelik bir taraçadaki bir masaya oturduk.
Sipariş almaya gelen garsona “Buranın neyi meşhur?” diye sorduk. Burası Çerkez yöresi olduğundan .”Izgarada Çerkez peynirini tavsiye ederim.” demesi üzerine siparişimize Çerkez peynirini de eklettirdik.
Söylendiği gibi Çerkez peyniri ızgara da kızartılmış, aynı hellim peyniri gibi dağılmadan tabağımıza servis edildi. Tabağımızdaki peynir gevremiş, lezzetli ve sıkı bir peynirdi. Daha kıtır ve gevrek bir peynir ama hellim peyniri değildi. Hellim peyniri gibi yerken gıcır gıcır ses yapmıyordu. Hellim peynirinden daha güzeldi.
“Böyle güzel peynirlerimiz varken neden bunları tanıtamıyoruz?” diye arkadaşlarla konuştuk.
Merak ettim garsonu çağırarak sordum. “Böyle lezzetli, ızgarada dağılmayan peyniri nasıl yapıyorsunuz?” dedim.
Kulağıma eğilerek gizlice” Sütten yapıyoruz abi.” demez mi?
Sonuç olarak;
Ben ne sormak istedim. Garson ne anladı? Sanırım ben anlatamadım diye düşündüm. Yoksa garsonun bildiği, benim bilmediğim sütten yapılmayan bir peynir çeşidi mi vardı.? Arkadaşlarla paylaşınca hep beraber gülüştük.
Karadeniz’e yaklaşıyor, iletişim problemleri başlıyordu. Fıkra gibi olaylara alışmamız gerekiyordu. Coğrafyanın değişimi ile kültürel değişim başlamış, farklı algılamalar normal hale gelmişti.
Mehmet Raif
Yorumlar kapalı.