Becerili insanların diğer insanlara göre farkı, becerili oldukları işi deneyimlemiş ve bir çok kez tekrarlayarak pekiştirmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Eğer bir işi en az 20 kez tekrarlarsak artık onu pekiştirmiş ve ezbere yapar hale gelmiş oluruz. Buna kinestetik duyu diyoruz. Bir ustanın diğer acemi işçilerden farkı budur. İlk yüzme öğrenirken su yuttuğumuzu, ilk bisiklete binerken düştüğümüzü veya ilk araç kullanırken nasıl gerildiğimizi ve tedirgin olduğumuzu hatırlayalım. Ama bir müddet sonra artık bu eylemler bizim için basit olmuştur. Bunu sağlayan özelliğimiz kinestetik duyu yeteneğimizdir.
Peki!.. Kendimizi becerili gördüğümüz bir alanda, eksikliklerimiz bize söylenirse, alınırız, İtiraz ederiz. Kendi doğrularımızı savunuruz. Alınmak, tepki göstermek, işi terk etmek ise; olduğumuz yeri koruyarak kişiyi sabitler ve dogmatik bir kafa yapısı oluşturur. Bu davranış, biçimi gelişmemizi olumsuz etkiler. Aslında eleştiri ve bildirimler bulunmaz bir fırsattır. Kişiyi geliştirir, mükemmelleştirir ve hatasız işin yapılmasını sağlar. Burada hoşgörü, sabır ve analitik düşünce önemlidir.
Buna örnek olabilecek bizzat kendimin tanık olduğu bir olayı aşağıda paylaşıyorum.
Yaşanmış olay
Sürücünün alınganlığı
Çalışanların şirket araçlarını görevleri gereği kullanabilmesi için ehliyet sahibi kişilerin, saha sürücü kuralları prosedürünü okumaları ve daha sonra İş Güvenliği Bölümü tarafından saha içinde test sürüşüne ve mülakatına tabii olmaları gerekiyordu.
Bu amaçla, Gümüşhane işletmesine gittim. İhtiyacı olan kişilerin mülakat ve test sürüşlerini yapmaya başladım.
Sürücünün biri, yaşlı başlı biriydi. Ama hatalar yapıyordu. Bende sürüş hatalarını söylemeye başladım. Bir daha yapmaması ve bu hataları düzeltmesi gerektiğini söylemeye başladım ki saha ortasında birden durdu. El frenini çekti.
” Ben 20 yıllık şoförüm sen mi öğreteceksin bana nasıl araç kullanılacağını” dedi ve araçtan indi.
Alınmıştı. Oysa ki aynı uygulamayı batıdaki işletmelerimizde aynı formatta yapıyorduk. İnsanlar teşekkür ediyor. Eğitimin ve uygulamanın çok faydalı olduğunu belirtiyorlardı.
Anladım ki bu yörenin insanı bildiğini doğru kabul ediyor. Onu yaşıyor. Onun tersi söylendiğinde kabul etmekte zorlanıyordu.
Mehmet Raif
Yorumlar kapalı.